all the world

  1. herkes, bütün cihan.
    all the world to someone: (birisi için) herşey, bütün varlık, en kıymetli
    şey.
    My home is all the world to me.
bütün dünya ile uyumlu yaşamak Fiil
(a) dünyada, asla, kat'iyen, bütün dünyayı verseler, ne pahasına olursa olsun.
She wouldn't come to
visit us for all the world: Dünyada bizi ziyaret etmez.
I wouldn't hurt her for the world: Onu kat'iyen incitmem. (b) tıpkı, tıpatıp, aynen, tamamen.
You look for all the world like my Aunt Mary. 17.
dead to the world: dünyadan habersiz (derin uykuda, sarhoş, vb.)
birini dünyalar kadar sevmek Fiil
bütün dünyayı yenmek Fiil
dünyanın dört bir yanı İsim
dünyanın her yerinde Zarf
dünyanın dört bir yanında Zarf
dünyanın dört bir köşesinde Zarf